NAKŞİBENDİ TARİKATI, KISMİ USUL VE ADAPLARI
Nakşibendi tarikatı, Bahaeddin Nakşibendi Muhammed bin Muhammed el-Buhar’ i tarafından kurulmuştur ve İslam dünyasında çok yaygındır. “Nakşibendi” Farsça bir kelimedir ve “nakış yapan” demektir. Kalbi işlediği, kalbin üzerine süsler yaptığı için bu adı almıştır.
NAKŞİBENDİ TARİKATINDA TEMEL ESASLAR ŞUNLARDIR;
- Ehli sünnet akidesine sıkı sıkıya bağlı olmak.
- Ruhsatı bırakıp azimetli olmak.
- Murakabeye devam ederek daima Hakk’a yönelmek.
- Dünya tuzaklarından uzak kalmak.
- Allah’tan başka her şeyden kaçmak.
- Huzur alışkanlığı kazanmak.
- Çoklukta vahdeti bulmak.
- Allah’ı zikretmeye gizli olarak devam etmek.
- Zikir esnasında kerim olan Allah’tan bir nefes bile gafil olmamak için alış verişte kendini kontrol etmek.
- En büyük ahlak sahibi olan Resulü Ekrem’ in (s.a.v) güzel ve kamil ahlakı ile ahlaklanmak.
TARİKATIN TEMELİ ALTIDIR;
- Tövbe,
- Uzlet,
- Züht,
- Takva,
- Kanaat,
- Teslimiyet,
NAKŞİLİĞİN USULÜ, ŞARTLARI ŞUNLARDIR;
- Ehli sünnet itikadına sahip olmak.
- Sadık bir tövbe etmiş olmak.
- Her türlü hak sahibi ile helalleşmiş olmak.
- Kimseye zulmetmemek, zalime yardım ve meyletmemek.
- Hısım akrabanın gönlünü almak ve onları memnun etmek.
- Bütün işlerde sünneti seniyyenin gerektirdiği edebi devam ettirmek.
- Her hususta dikkatli olmak.
- Kulluk adına yapılan amellerin şeriata uygun olup olmadığını araştırıp batıl ve hurafe olan şeyleri ibadet namına yapmamak. Evvelden böyle hatalar varsa acilen terk etmek.
- Resulü Ekrem Efendimiz’ in işlememiş olduğu meseleleri, sanki sünnetmiş gibi göstermemek.
- Dinimizin yasak kabul ettiği şeyleri terk edip haram olan şeylerin az veya çok olduğunu düşünmeden; azından, çoğundan, büyüğünden ve küçüğünden sakınmak.
- Heva ve heves ile islamiyet’ in çirkin saydığı kötü şeylerin cümlesinden sakınmak.
SALİK KİMSELERİN VAZİFELERİ ŞUNLARDIR;
- İfat ve tefrite sapmadan, hüküm ne ise onu yaşamaya gayret etmek.
- Emirleri usulü üzerine yerine getirmek ve takva ehli olmaya çalışmak.
- Takva derecesinin yükselmesine ve nefsin temizlenmesine esas olan sebebplere göre ibadet ve diğer görevleri ne devam etmek.
- Eşyanın geliş ve doğuş yollarına dikkat etmek ve yaratılan her şeyin hikmetini düşünerek ibret almaya çalışmak.
- İnsanı noksan ve ayıpları ile görebilen ve öylece Allah’a götürmeye çalışan ilim ve marifet ehli kimselerin sohbetlerine devam etmek.
- Haramdan korunduğu için haline şükretmek ve karşısına kaderin çıkardığı şeylere rıza göstermek. Güçlüklere karşı elinden geldiğince sabretmek.
- Gururlu ve kendini beğenmiş kimselerin yakınlığından sakınmak.
- Edepli olmaya dikkat etmek.
- Vakitlerin hakkını vermek.
TARİKATIN VACİPLERİ ALTI MADDEDİR;
- Yüce Allah’ı anmak
- Arzularını bırakmak.
- Dünyayı kalben terk etmek.
- Dinin emirlerine uymak.
- Allah’ın bütün yarattıklarına karşı iyilik yapmak.
- Dosdoğru olmak.
Nakşibendi Tarikatı, bütün tarikatların en kolayıdır ve insanları en kısa yoldan Allah’ın rızasına ulaştırır. Bu tarikatta müridin çalışmasından çok mürşit çalışır.
Bu sebeple şeyhin çok kamil olması lazımdır. Gavs hazretleri buyuruyor ki;
“Bir şeyh, müridinin geceden sabaha kadar yatağında sağdan sola kaç defa döndüğünü bilmezse o mürşitliği bıraksın ve çıksın dağda eşkıyalık yapsın!”
(Mürşit müridinin gönül dünyasından haberdardır ve dilerse gönül gözü ile zahirde ne yaptığına da bakabilir. Bu durum yanlış anlaşılmamalıdır, mürşit müridinin mahremini görmez.)
Tarikatımızın önderi ve şahı Hz. Ebu Bekir (r.a.)Hazretleri’dir. Efendimiz (s.a.v.)buyuruyor ki;
“Allahu Teala miraçta benim sadrıma ilim olarak ne aktardıysa bende sevr mağarası’nda Ebu Bekir’in sadrına hepsini aktardım.”
Öncelikle itikat ve akait meselelerinde varsa yanlışlar düzeltilmelidir.
Bu yolda yürüyenler, kötü ve çirkin sıfatlardan arınmalı, güzel huylu ve ahlak sahibi olmalıdır.
- SADAKAT
Bir müridin işini, Allah’a sadakat esası üzerine bina etmesidir ki binanın sağlam
temeller üzerine oturması için doğruluk esastır.
Bu yolda kulun;
- Allah hakkında ve kendisi hakkında itikadını düzeltmesi, yani Allah’ı esma ve sıfatlarıyla alemlerin Rabbi olarak, kendisini de O’nun aciz bir kulu olarak tanıması ve bilmesi lazımdır.
Allah hakkındaki itikadının bütün zan ve şüphelerden temizlenmesi, dalalet ve bid’atlardan uzak bulunması, itikatta esasın Kur’an ve Sünnet’e dayalı olması lazımdır.
- “Ameller niyetlere göredir” hadisinin himayesine sığınabilmesi için önce itikadını Kur’an ve hadise göre düzeltmesi ve kalb-i selime sahip olması lazımdır. Kişinin itikadı, şeriatın tespit ettiği sahih delilerle yani Kur’an ve hadise ne kadar uygunsa o kadar sağlamdır.
- İtikadı vasıtasıyla Allah’a şeksiz bağlandıktan sonra dinin hükümlerini ya bizzat tetkik ve tahkik ile yahut ilim sahiplerinden sormak suretiyle muhakkak öğrenmesi lazımdır. Bunun en az derecesi, farzları doğru bir şekilde eda edecek kadar bilgi edinmesidir.
- Mürşide sadakat kulun Rabbi’nin davasına sadakatini gösterir. Mürit hata edebilir, yanlış yapabilir, mühim olan af dileme şeklidir. Hata eden kişi, kusuru nefsinden bilip mürşidinin merhametini beklemeli, usulünce bağışlanmak istemelidir.
Allah dostları, kasıtlı ve art niyetli işlenmeyen kusurları mazur görürler,
- TÖVBE
Tövbe, bu işlerin en mühimidir. Çünkü bu yol,son derece temiz ve her türlü kötülükten uzaktır. Türlü pisliklerle kimseleri kabul etmez.Müridin, bütün hatalarından Allah’a tövbe etmesi, bu tövbesini de gizli- açık, büyük-küçük bütün hatalarını terk etmekle yapılması lazımdır. Üzerinde kul hakkı varsa önce onları ödemelidir. Kul hakkından temizlenmeyen, münakaşa ettiği kimseyle helalleşmeyen kimse bu tarikattan istifade edemez.
- DÜNYA SEVGİSİNİ KALPTEN ÇIKARMAK
Mürit, dünya sevgisini kalbinden çıkarmak ve zaruri olmayan dünyevi meşguliyetleri terk etmek gibi mühim vazifelerini yerine getirir. Çünkü bu tarikatın temeli, lüzumsuz şeylerden kalbin kurtulması, onlara karşı sevgi duymaması ve meşgul olmamasıdır. Bu temizliğin birinci mertebesi ise kalbin mal sevgisinden temizlenmesidir.
- MAKAM-MANSIB SEVGİSİNDEN KURTULMAK
Eğer mal sevgisinden kurtuldu ise makam-mansıb sevgisinden de kurtulması lazımdır.
Çünkü bu sevgi tarik-i ilahide yol kesicidir.
- RİYASET SEVGİSİNDEN KURTULMAK
Mal ve makam-mevki sevgisinden kurtulduktan sonra baş olma sevgisinden de kurtulması lazımdır. Eğer zahid ise zühdün şartlarından biri budur.
- YOLUN KIYMETİNİ BİLMEK
Mürit, bu yolu yolların en şereflisi olarak bilmelidir. Eğer böyle itikad etmezse nefsi ona başka bir yol araması için vesvese verir durur.
- SÜKUTU TERCİH ETMEK
Hakikat talibi zaruret olmaksızın konuşmamalıdır. Dilin afetleri pek çoktur.Susmak selamettir. Yoksa insan düşünmeden söylediği bir sözden her zaman pişmanlık duyabilir. Yerine göre konuşmak nasıl fazilet ise hataya düşmemek için sükut etmekte aynı şekilde fazilettir.
- KUSUR GÖRMEMEK
Kişi başkalarının kusurlarını görmek yerine kendi ayıplarını görüp düzeltmek için uğraşmalıdır. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) “Allah bir kulunu sevdiği zaman ona ayıplarını, kusurlarını gösterir.” buyurmuşlardır.
- KENDİNİ BEĞENMEMEK
Tarikatta ne kadar ilerlerse ilerlesin, nereye varırsa varsın kendini daha yolun başında görmeli ve öyle kabul etmelidir. Seyyidimiz Hace Muhammed Bahaeddin Nakşibendi Hazretleri’nin iki vasiyetinden birisi budur. İkinci vasiyeti ise ; salik, seyr u sülükde en yüksek makam ve mertebelere ulaşsa bile kendi nefsini Firavun’ın nefsinden yüz derece aşağı görmelidir. Eğer bunu böyle kabul etmeyip nefsine kıymet verirse onun seyr u sülükden nasibi yoktur.
- KÖTÜ ARKADAŞI TERK ETMEK
Bunun için, önce kendi kötü huylarını terk etmelidir. Çünkü kendi nefsi ona arkadaşından daha yakındır. Allah’ın gazabını çekecek yerde durmamalıdır.
- NEFSİNE ARKA ÇIKMAMAK
Kendisine bir noksanlık , bir hata isnad edildiği zaman nefsi hesabına kendini müdafaadan sakınmalıdır.
- AZİMETLE AMEL ETMEK
Daima azimetle amel etmeye çalışmalı, mübahlara asla meyletmemelidir. Çünkü bu sadece vakit kaybetmektir.
- DİNİ İÇİN EVLENMEK
Tarikata evli iken giren kimse adabına riayet ederek yoluna devam etmeli, bekar olarak giren bir kimse de tarikın adabını öğrenip biraz yol aldıktan sonra evlenmelidir. Eğer kemale ulaşacaksa ancak bu şekilde ulaşır.
- ZİKRE DEVAM ETMEK
Zikre iştiyakı geldiği,inşirah kapısı açıldığı andan itibaren Allah’dan gayri bütün mahlukattan kalben alakasını kesip kalabalıklar içinde bile olsa kendini yalnız Allah ile beraber bilebilme durumuna gelinceye, gaybet hali tahakkuk edinceye kadar zikri bırakmamalıdır.
- NEFSİNİ HESABA ÇEKMEK
Kendisi için belirli vakitler tespit edip o vakitlerde nefsini hesaba çekmelidir. Bu en azından günde üç vakit olmalıdır.
- BÜYÜKLENMEMEK
Büyüklenmeyi, kendi başına buyruk hareket etmeyi terk etmelidir. Asilerden, günahkarlardan hiçbir kimseyi küçümsememelidir.Onlardan kendisine pay çıkarmalıdır.
- KALP HUZURU İLE NAMAZ KILMAK
Salikin, Rabbinin huzurunda kalb-i selim ile durup cesedi ile beraber kalbinin de namaz kılması lazımdır. Kalbinde Allah’ın sevmediği bir haslet bulunarak huzura gelen bir kimse kalb-i selim ile huzura gelmiş değildir.
- KUSURUNU BÜYÜK GÖRMEK
Derecesi yükseldikçe, kendini her an huzurda bilme şuuruna yaklaştıkça, gözünde kendi ayıplarının büyümesi lazımdır.
- NEFSE MUHALEFET ETMEK
Tarik-i ilahide sülükü devam ettiği müddetçe nefsine muhalefet etmesi lazımdır. Kemale eriştikten sonra nefsi artık ona ancak iyiliği emreder.
- MAKSUDA ULAŞMAK
Kendi bulunduğu makamı bilsin veya bilmesin, menzil-i maksudu görünceye kadar seyru sülüküne devam etmelidir.
NOT: Bunların dışında şeyhimizin bütün talebelerinde görmeyi arzu ettiği iki temel haslet vardır. Küçük sanılan yalanı ve gıybeti terk etmek!
Şeyhimiz Mehmet Pehlivanlı (k.s.) Hazretleri; “Mürit dergahın kapısından çıkınca hizmet niyetiyle konuşuyorum sanarak kardeşinin gıybetini ederse, insanlara şirin görünmek için önemsiz saydığı meseleler için yalan söylemeye devam ederse mürşidinin emeğini boşa çıkarır, şeyhinin nuru üstünden kalkar” buyurmaktadır.
Nakşibendi Rabbani Kolunun Evradı ve Günlük Yapılacak Nafile İbadetler
Günlük Zikir
Abdestli olarak kıbleye karşı oturulur ve şöyle niyet edilir:
“Ya Rabbi! Niyet ettim zat-ı ilahiyeni zikretmeye”
Ardından Besmele çekilir ve şunlar okunur:
3 defa kelime-i şehadet
70 defa istiğfar (Estağfirullah)
1 defa Fâtiha Suresi
1 defa Bakara Suresi’nin son ayeti (Âmene’r-rasûlü)
7 defa İnşirah Suresi
11 defa İhlas Suresi
1 defa Felak Suresi
1 defa Nas Suresi
9 defa kelime-i tevhid (Lâ ilâhe illallah)
1 defa Lâ ilâhe illallah Muhammeden rasûlullah
10 defa salavat-ı şerife (Allâhümme salli âlâ Muhammedin ve âlâ âli Muhammedin ve sellim).
Okumalar bittikten sonra:
“Bu okuduklarımızdan hasıl olan sevabı; bilhassa Efendimiz’in (s.a.v.) mübarek ruh-u şerifine, enbiya ve evliyaların da ruhlarına, hassaten Şah-ı Nakşibendî Hazretleri ile şeyhimiz Kutbü’l-Aktab Şeyh Şerafettin Hazretleri, Abdullah Dağıstani Hazretleri, Şeyh Muhammed Nâzım el-Hakkani Hazretleri ve şeyhimiz Mehmet Pehlivanlı el-Rabbani Hazretleri’nin mübarek ve müstesna ruh-u şeriflerine hediye eyledim. Ya Rabbi sen vasıl eyle!” diyerek dua edilir ve 1 Adet Fâtiha okunur. Buna ”bağışlama” denir.
Bismillâhirrahmânirrahim
1 defa Fâtiha
1500 defa Lafza-i Celal (Allah)
300 defa salavat-ı şerife (Pazartesi,Perşembe,Cuma günleri. Diğer günler 100 defa okunur.)
300 defa “Yâ Vedüd”
1 cüz Kur’ân-ı Kerim (Okuyamayan 100 defa İhlas okur.)
1 hizip Delail-i Şerif (Okuyamayan 100 defa salavat-ı şerif okur.)
Her gün 5 vakit namaza ilaveten 2 rekat işrak namazı, 8 rekat duha, 6 rekat evvâbîn namazı, gece 2 ile 12 rekat arasında teheccüd namazı kılınır. Ayrıca öğle ile yatsının son sünnetleri 4 rekat olarak kılınır.
Tarikat-ı âliyeye dâhil olanlar, öğle ve yatsı namazının son sünnetini dört rekata tamamlayarak kılarlar.
“Kim öğle namazının son sünnetini dört rekat kılarsa akşama kadar ibadet etmiş gibi, kim de yatsı namazının son sünnetini dört rekata tamamlarsa sabaha kadar ibadet etmiş gibi sevap kazanır.” Buyrulur.
Not: Öfke ve hiddeti terk etmek, kimseyi incitmemek, kimseden incinmemek, kimseyi hakir görmemek ve kimsenin kalbini kırmamak tarikat-ı âliyeye dâhil olanların vazifesidir.